Arkeoloji Nedir? Neyi İnceler?
Arkeoloji, insanlık tarihini ve geçmişi anlamak için eski kültürleri, yerleşimleri, sanat eserlerini, yapıları ve diğer kalıntıları inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı, yazılı kaynakların bulunmadığı dönemlerdeki insan topluluklarının yaşam tarzlarını, geleneklerini, ekonomik faaliyetlerini ve sosyal yapılarını anlamak için araştırmalar yapar.
Arkeoloji nedir kısaca bilgi sahibi olduk. Arkeoloji ile uğraşan kişilere arkeolog denir. Arkeologlar, antik yerleşim yerlerinde, mezarlıklarda, tapınaklarda, saraylarda ve diğer tarihi sitelerde kazılar yaparak eski uygarlıklara ait kalıntıları ve buluntuları ortaya çıkarır. Bunlar arasında seramik, metal objeler, taş aletler, yapı kalıntıları, insan veya hayvan kemikleri gibi çeşitli öğeler yer alabilir. Arkeologlar, buluntuların tarihlendirilmesi için çeşitli yöntemler kullanır. Karbon tarihleme, seramik tipleri, dendrokronoloji (ağaç halkaları), stratigrafi (katman analizi) gibi tekniklerle geçmişe ait bir kronoloji oluştururlar. Kazılar ve incelemeler, antik yerleşimlerin planları ve yapıları hakkında bilgi sağlar. Bu, eski toplulukların sosyal yapıları, yaşam tarzları ve ekonomik faaliyetleri hakkında fikir edinilmesini sağlar Arkeologlar, eski sanat eserleri, süslemeler ve diğer kültürel ifadeleri inceler. Bu, o döneme ait estetik anlayışını, sanatın ve kültürün rolünü anlamamıza yardımcı olur.
Arkeoloji sadece antik uygarlıkları değil, aynı zamanda insan evrimini de inceleyerek insanlığın ortaya çıkışı ve gelişimi hakkında bilgi sağlar. Arkeologlar, farklı topluluklar arasındaki etkileşimleri, ticaret yollarını ve kültürel değişimleri araştırarak geçmişteki toplumsal ilişkileri anlamaya çalışırlar. Arkeoloji, geçmişle günümüz arasındaki bağlantıları kurarak tarih, antropoloji ve diğer disiplinlerle etkileşimde bulunan multidisipliner bir bilim dalıdır.
Arkeoloji Neyi İnceler?
Arkeolojinin geçmişteki insan topluluklarının yaşamını, kültürünü, sosyal yapılarını, teknolojilerini ve çeşitli diğer yönlerini anlamada çok önemli bir bilim dalı olduğunu öğrendik. Arkeolojinin temelinde insan vardır.
Arkeoloji, insan ve insanla ilişkili her şeyi inceler. İnsanlardan önceki dönem, konusuna girmez. Bu yüzden 2.6 milyon öncesine ait insan yapımı aletlerin ortaya çıkışı ile arkeolojinin çalışma alanı başlamıştır.
Arkeolojinin Dalları
Arkeolojinin alt dalları, farklı coğrafyalarda ve zaman dilimlerinde yaşamış insanların kültürlerini inceler. Arkeolojinin dalları inceleyelim.
1. Tarih Öncesi Arkeolojisi
Tarih öncesi arkeoloji, arkeolojinin en eski aşamalarını araştırır. Bu dönemler, yazının henüz kullanılmadığı zaman dilimlerini içerir. Tarih öncesi arkeolojisinin ana konuları ve çalışma alanları şunlardır:
- Paleolitik Çağ (Taş Devri): İnsanların taş aletler kullandığı ve avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerine dayalı bir yaşam sürdüğü dönemi kapsar. Mağara resimleri ve süs eşyaları gibi buluntular bu dönemden gelir.
- Mezolitik Çağ (Orta Taş Devri): Paleolitik’ten tarımın ve yerleşik yaşamın başlangıcına kadar olan dönemi içerir. İnsanlar henüz tarım yapmıyor ancak avcılık ve toplayıcılıkla geçimlerini sürdürüyorlardı.
- Neolitik Çağ (Yeni Taş Devri): Tarımın başladığı ve yerleşik yaşama geçişin gerçekleştiği dönemi içerir. İlk tarım toplulukları, seramik üretimi ve yerleşik yaşamın başlangıcı bu döneme aittir.
- Kalkolitik Çağ (Bakır Çağı): İlk metal kullanımının başladığı ve bakırın insanlar tarafından işlenmeye başlandığı dönemi kapsar.
Arkeologlar, tarih öncesi çağlar ait arkeolojik siteleri kazarak ve buluntuları analiz ederek insanlık tarihindeki evrimi ve kültürel gelişmeleri anlamaya çalışırlar. Bu çalışmalar, antropoloji, paleontoloji, jeoloji ve diğer disiplinlerle birleştirilerek daha kapsamlı bir anlayış elde edilmesine katkıda bulunur.
2. Klasik Arkeoloji
Klasik arkeoloji, antik Yunan ve Roma uygarlıklarını, bu uygarlıkların sanat, mimari, kültür ve toplumsal yapılarını inceleyen bir arkeoloji dalıdır. Klasik arkeologlar, antik şehirleri, tapınakları, tiyatroları, anıtları ve diğer yapıları kazarak ve inceler. Klasik arkeolojinin ana konuları şunlardır:
- Antik Yunan Uygarlığı: Klasik arkeoloji, antik Yunan şehir devletlerinin araştırılmasını içerir. Bu dönemdeki sanat, mimari, felsefe, siyaset ve diğer kültürel özellikler incelenir.
- Antik Roma Uygarlığı: Roma İmparatorluğu’nun genişlemesi ve kültürel etkileri üzerine odaklanır. Forumlar, amfitiyatrolar, villalar ve Roma İmparatorluğu’nun diğer mimari özellikleri bu alanın inceleme konuları arasındadır.
- Klasik Sanat ve Mimarlık: Antik Yunan ve Roma sanatının incelenmesi, heykel, mozaik, fresk, mimari detaylar ve diğer sanat eserleri üzerine odaklanır. Bu, o dönemin estetik anlayışını ve sanatsal gelişimini anlamak için önemlidir.
- Arkeolojik Metotlar ve Kazılar: Klasik arkeologlar, antik kalıntıları ortaya çıkarmak ve korumak için kazılar yaparlar. Bu kazılar, antik kalıntıların yerleşim düzenini, yapıları ve kullanılan malzemeleri anlamak için önemlidir.
Klasik arkeologlar genellikle antik yazılı kaynakları (örneğin, Homeros’un epik şiirleri, Platon’un eserleri) ve diğer tarihî kaynakları da kullanarak antik dünya hakkında daha geniş bir anlayış elde etmeye çalışırlar.
3. Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi
Protohistorya, tarih öncesi dönemle tarih arasında bir geçiş dönemini ifade eder. Yazının icadından önceki dönemi kapsar ve genellikle yazılı kaynakların eksik olduğu veya sınırlı olduğu bir dönemi içerir. Protohistorya dönemi genellikle arkeolojik kazılar, araştırmalar ve buluntular aracılığıyla anlaşılmaya çalışılır.
Önasya Arkeolojisi ise genel olarak Asya kıtasının batısını kapsayan ve tarihi dönemden önceki dönemleri inceleyen bir arkeoloji dalıdır. Bu bölge, tarihi Mezopotamya, Anadolu, Levant, İran ve çevresini içerir. Bu bölgeler, tarihi dönemlerde önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır ve arkeologlar, bu bölgelerdeki antik kalıntıları ve uygarlıkları anlamak için kazılar yaparlar.
Bu iki terim bir araya geldiğinde, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi, yazının henüz tam olarak gelişmediği ancak insanlar arasındaki etkileşimlerin karmaşıklaştığı bir dönemin arkeolojik incelemesini ifade eder. Bu dönemdeki uygarlıklar genellikle gelişmiş sosyal yapılar, tarım ve ticaret faaliyetleri gibi özelliklere sahiptir. Araştırmacılar, bu dönemdeki toplulukların kültürel, ekonomik ve sosyal yapılarını anlamak için arkeolojik buluntuları kullanır.
4. Mısır Arkeolojisi
Mısır arkeolojisi, tarih boyunca Nil Nehri vadisindeki Mısır uygarlığını inceleyen bir arkeoloji dalıdır. Bu dal, M.Ö. 3100 ila M.S. 343 yılları arasındaki uzun tarihî süreçteki Mısır’ın kültürel, sosyal, ekonomik ve dini gelişmeleri araştırır. Mısır arkeolojisi, firavunların hüküm sürdüğü, piramitlerin inşa edildiği ve yazılı dilin (hiyeroglif) geliştirildiği bir dönemi içerir. Mısır arkeolojisinin ana konuları şunlardır:
- Antik Mısır Uygarlığı: Mısır arkeolojisi, antik Mısır’ın tüm tarihini kapsar. Bu dönemdeki büyük firavunlar, siyasi değişimler, mimari yapılar ve diğer önemli olaylar araştırılır.
- Piramitler ve Tapınaklar: Mısır’ın en ikonik yapılarından biri olan piramitler, Mısır arkeolojisinin önemli bir odak noktasıdır. Gize Piramitleri gibi büyük yapılar ve Karnak Tapınağı gibi tapınak kompleksleri bu alandaki araştırmaların konusudur.
- Mısır Yazıtları ve Hiyeroglifler: Mısır arkeologları, antik Mısır’ın yazılı dilini çözmek için hiyeroglifleri inceleyerek Mısır’ın tarihini anlamaya çalışırlar. Bu, Mısır’ın günlük yaşamı, dini ritüeller, hükümet yapısı ve diğer önemli konular hakkında bilgi sağlar.
- Mezarlık Kazıları: Mısır’ın çeşitli bölgelerinde yapılan kazılar, firavunlar, rahipler, soylular ve diğer önemli kişilerin mezarlarını ortaya çıkarır. Bu mezarlar, antik Mısır’ın toplumsal yapısı, dini inançları ve ölümden sonraki yaşam anlayışı hakkında bilgi sağlar.
- Nil Nehri Kültürü: Nil Nehri, antik Mısır’ın yaşamını şekillendiren bir faktördü. Mısır arkeologları, Nil Nehri’nin etrafındaki bölgelerdeki yerleşimleri, sulama sistemlerini ve tarım pratiğini inceleyerek Mısır’ın ekonomik yapısını anlamaya çalışırlar.
Mısır arkeolojisi, antik dünyanın en eski ve en zengin uygarlıklarından birine dair önemli bilgiler sağlar. Bu çalışmalar, Mısır’ın tarihini, kültürünü ve medeniyetini günümüze taşır.
5. Tevrat Arkeolojisi
Tevrat arkeolojisi, Tevrat’ın hikayelerinde bahsedilen olayları ve yerleri araştıran bir arkeoloji dalıdır. Tevrat, İbrani Kutsal Kitabı olarak Yahudi dini metinlerinin başında gelir ve aynı zamanda Hristiyanlık ve İslam’ın kutsal kitapları arasında yer alır. Tevrat’ın tarihî gerçekliği ve içeriği üzerine yapılan arkeolojik araştırmalar, İsrail ve çevresindeki bölgelerde gerçekleştirilir. Bu çalışmalar, Tevrat’ta anlatılan olayların tarihî bir zeminde var olup olmadığını doğrulamaya veya çürütmeye yöneliktir. Tevrat arkeolojisinin ana konuları şunlardır:
- Antik İsrail ve Yahudi Krallığı: Tevrat’ta bahsedilen hikayeler, özellikle İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışı, Süleyman’ın Tapınağı’nın inşası, Kudüs’ün kuşatılması gibi olaylar, arkeologların ilgisini çeker. İsrail ve çevresindeki bölgelerdeki kazılar, bu hikayelerin geçtiği yerleri ve dönemleri anlamaya çalışır.
- İbrahimî Dönem: Tevrat’ta, İbrahim ve soyunun yaşamına dair birçok hikaye bulunmaktadır. Bu dönemdeki yerleşimler, mezarlar ve diğer arkeolojik kalıntılar incelenir.
- Mısır ile İlgili Hikayeler: Tevrat’ta, İsrailoğulları’nın Mısır’da köle olarak çalıştırılması ve Mısır’dan çıkışları gibi hikayeler bulunmaktadır. Bu döneme ait arkeolojik izler, Mısır’ın tarihî ve kültürel bağlamını anlamak için incelenir.
- Kudüs’ün Tarihi: Kudüs, Tevrat’ta önemli bir rol oynar. Bu kutsal şehirde yapılan kazılar, Kudüs’ün tarihî gelişimini ve Tevrat’ta geçen olayları doğrulamaya veya çürütmeye yöneliktir.
- Tapınak Tepesi ve Tapınaklar: Tevrat’ta, Süleyman’ın Tapınağı’nın inşası ve Tapınak Tepesi’nin kutsallığı gibi önemli yerler bulunmaktadır. Bu alanlarla ilgili yapılan kazılar, Tevrat’taki hikayeleri destekleyen arkeolojik kanıtları aramaktadır.
Tevrat arkeolojisi, bu antik metnin tarihî gerçekliğini değerlendirmeye yönelik zorlu ve sürekli bir çalışma alanıdır. Arkeologlar, hem Tevrat’ın metniyle hem de arkeolojik bulgularla uyumlu bir hikaye oluşturabilmek için titizlikle çalışmaktadırlar.
6. Orta Çağ Arkeolojisi
Orta Çağ Arkeolojisi, 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve antik dünyanın klasik medeniyetlerinin çöküşünden Rönesans döneminin başlangıcına kadar olan dönemi kapsayan bir araştırma alanıdır. Bu dönem, Batı Avrupa’da Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ve Orta Çağ’ın başlangıcı ile karakterizedir. Orta Çağ Arkeolojisi, bu döneme ait arkeolojik kalıntıları ve eserleri inceleyerek, bu zaman diliminin sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yapısını anlamayı amaçlar.
Orta Çağ Arkeolojisi çalışmaları, kaleler, manastırlar, kiliseler, şehirler, tarım alanları ve diğer yerleşim bölgelerindeki kalıntıları içerir. Bu alan, mimari kalıntıların yanı sıra seramik, metaller, tekstiller ve diğer günlük yaşamın izlerini içeren arkeolojik buluntuları da kapsar.
Araştırmalar, Orta Çağ’ın farklı dönemleri ve bölgelerine odaklanabilir. Bu dönem, Viking Çağı, Gotik Dönem ve Rönesans gibi alt dönemlere ayrılabilir. Orta Çağ Arkeolojisi, tarih öncesi dönemlerin yanı sıra tarih dönemlerini de içeren geniş bir araştırma alanıdır.