Asimilasyon Nedir? Asimilasyon Politikası Ne Demek?
Asimilasyon, farklı etnik mirasa sahip bireylerin veya grupların baskı altında kalarak, ev sahibi ülkenin çoğunluk grubunun davranışlarını, değerlerini, ritüellerini ve inançlarını üstlendiği süreci ifade eder. İnsanlar, kültürel olarak asimile olmaya teşvik edilir veya baskı altına alınır. Ancak bu değişiklikler genellikle, zorlanarak yapılır.
Yerli, göçmen ve etnik azınlık grupları genellikle kendi kültürlerinin dil, yiyecek, giyecek ve manevi uygulamaları da dâhil olmak üzere unsurlarını değiştirir veya gizler. Baskın kültürün değerlerini ve sosyal davranışlarını benimsemek için yapılan bu davranış, Dünya tarihinde sık sık meydana gelmiştir. Asimilasyon, zorla veya gönül olmak üzere iki temel biçimde gerçekleşebilir. Tarih boyunca gerçekleşen bu durum, genellikle yeni yerlere göç edenlerin maruz kaldığı bir süreçtir.
Zorla asimilasyon, Avrupa’da yaygındı. 18. 19. Ve 20 yüzyıl sömürge imparatorlukların uyguladığı asimilasyon politikaları dikkat çekmekteydi. Zorla asimilasyon nadiren başarılıdır ve genellikle alıcı kültürü için kalıcı olumsuz sonuçlara sahiptir. Gönüllü asimilasyon, genellikle baskın kültürün baskısı altında gerçekleştirilir, tarihsel kayıtta da yaygın olmuştur.
Asimilasyon Politikası Nedir?
Asimilasyon politikası, sadece tarihte uygulanmış gibi algılansa da yakın tarihe baktığımızda adının artık eritme potası olarak anıldığını duyacaksınız. Bu eritme potası teorisi, kültürel asimilasyonu tanımlamak için kullanılan yaygın bir benzetmedir. Eritme potası teorisi herhangi bir ülkeye uygulanabilse de, genellikle Amerikan bağlamını tanımlamak için kullanılır. Sonuç olarak, eritme potası teorisi Amerikanlaşma süreci ile eş anlamlı hale gelmiştir.
Eritme potası teorisi, insanların baskın topluma entegre olacağını öne sürerken, eleştirmenler bu sürecin çeşitliliğe zarar verdiğini ve kültürel kayba yol açtığını öne sürüyor. Bunun yerine, bazı insanlar, insanların bir araya gelebildikleri ancak benzersiz kültürlerini koruyabildikleri bir mozaik veya bulmaca gibi metaforları kullanarak çokkültürlülük fikrini teşvik eder.
- Gönüllü asimilasyon: Bu, azınlık grubunun üyelerinin baskın grubun üyelerinden ayırt edilemez hale geldiği zamandır. Bu süreç, aşamalar halinde veya nesiller boyunca ortaya çıkar. Bu formda, göçmenlerin çocukları için genç yaştan itibaren baskın kültürde doğdukları, sosyalleştikleri veya eğitildikleri için genellikle daha kolaydır. Bunun genellikle daha baskın bir kültürün baskısına tepki olarak ve uygunluğun, insanların güvende ve hayatta kalması için bir çözüm olduğuna dikkat etmek önemlidir.
- Zorla asimilasyon: Bu, bir azınlık veya yerli grubun, baskın gruba uymak için kültürel kimliklerini, dillerini, normlarını ve geleneklerini bırakmaya zorlandığı zamandır. Sonuç olarak, zorla asimilasyon şiddet tehdidi nedeniyle çok daha hızlı gerçekleşme eğilimindedir. Bu süreç, savaştan sonra milliyet değiştiren bir alandan sonra yürütüldü. Ancak tarih boyunca, Yerli Amerikalıların yüzyıllardır zorla asimilasyonu ve travmatizasyonu gibi başka uygulamaları da vardı. (1996 yılından bu yana faaliyet gösteren konut okulları)
Tarihteki Asimilasyon Örnekleri
Asimilasyon nedir? Asimilasyon politikası nedir? Gibi kavramları teknik olarak açıklamış olduk. Asimilasyonu anlamak için sadece kavramları bilmek yeterli olmayabilir. Bu süreçlerin tarihte yaşanan örneklerine bakmak hoş olmayan duygular uyandırsa da süreçleri daha yakından görmemizi sağlar.
Zorla asimilasyonun, özellikle Avrupa’daki 18. 19. ve 20. Yüzyıl imparatorluklarındaki yerli halkların, yabancı gruplara karşı baskın bir şekilde uygulandığına rastlarız. Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya, Afrika ve Asya, yerli halklarına yönelik izlenen sömürge politikaları uygulanmıştır. Asimilasyon politikası ile sık sık dini dönüşümler, çocukların ailelerinden koparılması, bireysel olarak sahip olunan arazi parsellerine, tarım veya diğer üretim biçimlerinin sorumluluğunu kadınlardan erkeklere kaydırarak yerel ekonomilerin ve cinsiyet rollerinin altını oymak gibi birçok olumsuz faaliyet izlenmiştir. Zorla asimilasyon, çok daha hızlı gerçekleşme eğiliminde gözüken bir eylem gibi gözükse de nadiren başarılıdır ve genellikle alıcı kültürü için kalıcı olumsuz sonuçlara sahiptir.
Gönüllü asimilasyon, genellikle baskın kültürün baskısı altında gerçekleştirilir, tarihsel kayıtlarda da yaygın olduğu olmuştur. Böyle bir durum İspanyol Engizisyonu 14. ve 15. yüzyılların sonlarında, birçok Müslüman ve Yahudi dinine mensup guruplar zulüm görmüşlerdir. Bu gruplardan bazıları Morisko ve Marrano’lardır. 1500’lerde Endülüs tamamen yok edildikten sonra Müslümanların ve Yahudiler İber Yarımadasına sürülmüştür. Moriskolar, vatanları İspanya ve Portekiz’den ayrılmamak için Hristiyanlığa dönen Müslümanlardır. Marranolar da Moriskolar gibi İber Yarımadasından kovulmamak için Hristiyanlığa geçen fakat gizlica Rabbani Yahudiliklerini devam ettiren Yahudi grubudur. Moriskolar ve Marranolar, bu şekilde, orijinal dinlerini gizlice uygulamaya devam etmişlerdir.