Asit Yağmurları Nedir?
Asit yağmuru; yağmur, kar, sis, çiy veya diğer yağış tiplerinin asidik kimyasallarla birleşerek yeryüzüne düşmesi verilen isimdir. Günümüzde gelişen teknoloji ve farklı sektörler kurulan fabrikaların artmasıyla birlikte hava kirliliği artmaya başlamıştır.
Asit yağmurları, sadece insanlara değil, bitki hayvan ve yeryüzünde yaşayan tüm canlılara zarar verdiği gibi toprağın asitlik miktarını arttırarak, tatlı su kaynaklarındaki kimyasal dengeyi de bozar. İnsanlar olarak zarar verdiğimiz Dünya’nın yine bize kötü sonuçlarla geri dönen asit yağmurları nedir? Nasıl oluşur? Zararları nelerdir? Gibi sorular hakkında detayları aktaracağız.
Asit Yağmurları Nasıl Oluşur?
Fosil yakıtların yakılması, endüstriye sektörde gösterilen faaliyetler sonucu ortaya çıkan enerji tüketim fazlalığı olan yerlerde yakıt için; kömür, petrollerden, kükürt ve azot ortaya çıkmaktadır. Atmosfere yayınlan kükürt dioksit, azot dioksit ve karbondioksit gazlarının kimyasal dönüşümleri sonucu, bulutlardaki su damlacıkları tarafından emilip, yağış türlerinin biriyle yeryüzüne düşer.
Normal bir yağmurun pH değeri 5,6 olarak tespit edilmiştir. pH değerinin olması gereken bu rakamın altında olduğu durumlarda asit yağmuru oluşur.
Asit Yağmurunun Tarihçesi
Asit yağmuru nedir? Asit yağmuru nasıl oluşur? Gibi konular hakkında bilgi verdik. Bir de asit yağmurunun tarihçesine bakalım ve geçmişten günümüze kadar oluşan hava kirliliğindeki artışa dikkat çekelim.
Sanayi devriminden sonra artan hava kirliliği sonucu, atmosferde yer alan kükürt ve azot oksitlerinin seviyesinde ciddi bir artış oldu. İnsanlık için ciddi bir kalkınmaya sebep olan sanayi devrimi, soluduğumuz havanın da kirlenmesine neden olmaya başladı. Özellikle yoğun endüstrinin olduğu yerler olan Çin, Doğu Avrupa ve Rusya gibi yerlerde; oluşan asidik yağmurların pH değerleri 2.4 olarak okunmaya başladı. Sadece bu bölgelerde kalmayan asit yağmurları, rüzgârlarla diğer yerlere de taşınarak ciddi problem oluşturmaya başladı.
Asit yağmurları ile hava kirliliği arasındaki ilişki 1852 yılında, Robert Angus Smith tarafından fark edildi. İlk asit yağmurları ise İngiltere’nin Manchester şehrinde görüldü. Asit yağmurları 1894 yılında keşfedilse de 1960’lara kadar bilim dünyası ilgisini çekmedi ve bir aksiyon alınmadı.
Santralların emisyonlarının azaltılması gerektiğini savunarak, bu konuda ilk dikkat çekici adımı atan en önemli organizasyon Adirondack Konsülü’dür. Konsül; Acid Rain: A Continuing National Tragedy” ( Asit yağmurları: Süregiden bir ulusal trajedi ) isimli bir rapor ile konunun önemine dikkat çekip, önemli bilgiler açıklamışlardır.
Asit Yağmurlarının Zararları ve Sonuçları
- Asit yağmurları sadece insana değil, yeryüzünde yaşamını sürdüren her canlıya etki eder. Toprağın asidik miktarını arttırarak tarım alanlarına ve ormanlara zarar vererek, verimliliği düşürür, toprak kurumaya yüz tutar.
- Solunan havada yer alan sülfatın vücuda girmesi sonucu; astım, bronşit vb. diğer hastalıklara sebebiyet verir.
- Asit yağmurlarının akarsu ve göllere nüfuz etmesi sonucu, sudaki asidik denge bozulur, balık ve suda yaşayan canlılar olumsuz etkilenir, bu durum besin zinciri doğrultusunda insanlara da etki eder.
- Yapısında kalsiyum ve karbonhidrat barındıran tarihi eserler, kumtaşı, kireç ve mermerden yapılmaları dolayısıyla zarar görür.
- Topraktaki alüminyum çözülmesi neden olacağı için ağaçların kökleri besinlerden faydalanamaz duruma gelerek zarar görür, da solma, meyve veren bir ağaç ise meyvelerde kalitesizlik ve düzensizlik meydana gelir. Uzun süre ve çok miktarda asit yağmuruna kalan bir ağaç ise ölebilir.
Asit Yağmurları Nasıl Azaltılabilir?
- Termik santraller yerine; güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları tercih edilmelidir.
- Yeşil alanların artırılması, orman yangınlarının önüne geçilmesi gerekir.
- Özel araçlar yerine, toplu taşıma araçlar tercih edilmelidir.
- Hava kirliliğinin en önemli unsurlarından olan kaçak kömür kullanımının engellenmesi gerekmektedir.
- Endüstriyel alanda faaliyet gösteren fabrikaların bacalarına, filtre takılması zorunlu hale getirilmelidir.
- Araç bakımları düzenli yapılarak, egzozdan kötü gaz çıkışı önlenmelidir.
- Asit yağmurları hakkında bilgi sahibi olunarak bilinçlenmek çok önemlidir. Bireysel olarak daha duyarlı davranmak ve özel araçların az kullanımı, ailede birkaç araç yerine tek araç kullanımı sağlamak asit yağmurlarının azaltılması konusunda etkili olacaktır.
Asit Yağmurları İçin Alınan Önlemler
Asit yağmuru nedir? Asit yağmurları nasıl oluşur? Nasıl azaltılabilir? Gibi konularda bilgi sahibi olarak asit yağmurları hakkında detaylı bilgiler edindik. Asit yağmurları için; Adirondack Konsülünün aldığı önlemlerden sonra bazı farklı adımlar da atılmıştır.
1997 yılında, 160 ülkenin katılımı sonucu Kyoto Protokolü imzalanarak, azot ve kükürt salınımı konusunda tedbir alınarak, bu salınımların 1990 yılında bulunan düzeye indirilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu salınımı en çok gerçekleştiren ülkelerin başında gelen Çin bu protokole sıcak bakmayarak, sanayisi politikalarında hiçbir değişiklik yapmayarak aynı şekilde devam etmiştir. Çin’in bu tutumu Japonya’da yoğun asit yağmurlarının oluşmasına neden olmuştur.
Çin’in asit yağmurları konusunda tedbirler almaması Japonya’nın tarımına zarar verdi, bunun sonucu olarak Japonya her sene ücretsiz olarak baca filtresi vermeye karar verdi. Sonuç olarak her ne kadar asit yağmurlarının oluşmasına; yanardağlar, karada, bataklıklarda ve okyanusta yaşayan bazı canlıların biyolojik süreçleri sonucundan gaz yaymaları gibi doğal kaynaklar da sebep olsa da asıl en önemli faktör insandır. Elektrik üretimi, fabrikalar, motorlu araçlar gibi pek insan yapımı üretimlerin yaydığı zararlı gazlar asit yağmurlarının oluşmasının ana nedenleridir.
Bu yüzden asit yağmurları nasıl azaltılabilir? Başlığı altında yer alan maddeler doğrultusunda herkes kişisel olarak, kurum ve kuruluş olarak, ülke olarak gerekli tedbirleri alırsa asit yağmurlarının önüne geçebiliriz.