Bilim

Geçmişten Günümüze Klonlama Tarihi

İnsanlık tarihinin en heyecan verici bilimsel gelişmelerinden biri de şüphesiz klonlanma işleminin gerçekleştirilmiş olmasıdır. Hücrelerimiz temelde aynı DNA özelliğini taşırlar. Bu anlamda aynı genetik özelliklere sahip olan ve milyonlarca üretilen yaşamsal yapı taşlarımız olan hücrelerimiz, birbirinin aynıdır ve çoğalabilir.

Bu anlamda klonlama fikri, hücrelerin aynı özellikte olması ve çoğalabilmesi fikrinden hareketle ortaya atılmış olan bilimsel bir çalışmadır.

Klonlanma Nedir?

Hücrelerimiz, kişiye özel genetik kod olan DNA’yı taşıyor. Basit bir anlatımla, eğer bu hücre içerisinde var olan kişisel genetik kodu çıkarıp, canlı bir yumurta hücresinin içerisine yerleştirirsek ve bu yumurtanın büyüyüp gelişmesi ile meydana gelebilecek bir çoğalma olayını sağlayabilirsek, ortaya hücre içerisinden alınan DNA özelliğinde yeni bir canlı oluşumu çıkacaktır. İşte tam olarak bu işlemin adı klonlama işlemi, ortaya çıkan canlı da klon canlıdır.

Özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından sonra ivme kazanan klonlama çalışmaları, bu yöntemle ortaya çıkan ve genetik kod yani DNA bakımından birbirinin aynı olan canlıların oluşmasını sağladı. Kolon tarihine baktığımızda ilk klonlanan canlı ise 1996-97 yılları itibariyle doğumu gerçekleşen Dolly isimli bir koyundu ve o dönem çok ses getirmişti.

Dolly isimli klon koyun projesinin sonrasında bilim insanları, inek, fare, tavşan gibi birçok hayvan türünü klonlamayı başardı. Buradan hareketle insan hücreleri üzerinden böyle bir çalışmanın yapılıp yapılamayacağı, bir insan klonu oluşturulup oluşturulamayacağı düşünülürken bir takım tartışmalarda ortaya çıktı.

İlk olarak klonlamayı faydalı buluş destekleyen kesimdi. Tabi ki bu kesimin bir de karşıt görüşlü olanları vardı. Klonlanmış bir insanın, genetik bazda bir kopya olması ortaya çıkacak insanın gelecekte yaşayacağı durumlar, biyolojik ve psikolojik açıdan doğrudan müdahale ve yönlendirme gibi sebeplerle bu kesim klonlanmayı reddetti.

Eylem bazında değerlendirildiğinde, insan klonlaması işlemi bilim insanları tarafından gerçekleştirilebiliyor. Ancak bu işlemin önüne geçen, bir takım uluslararası anlaşmalarda bulunmaktadır.

Klonlama çalışmalarının Tarihleri

Dünya üzerinde klonlama çalışmalarının ivme kazandığı 1938 ile 1999 yılları arasında geçen biyolojik temelli çalışmaları ve süreci incelemek gerekirse;

  • İlk çalışma Hans Speamann tarafından 1938 yılı itibariyle gerçekleştirildi. Çalışmanın temelinde, geç oluşum evresinde olan bir embriyonun çekirdeği çıkarılacak ve bir yumurtaya nakledilecekti.
  • 1952 yılına gelindiğinde, ilk klonlama hamlesi Robert Briggs ve T. J. King tarafından yapıldı. İleri gelişim safhasında olan bir kurbağa yumurtasının çekirdeği, başka bir kurbağa yumurtasına aktarıldı. Amaç aynı anda, aynı özelliklere sahip, iki kurbağa yavrusu elde etmekti ancak, yumurta gelişimini sürdüremedi.
  • 1970 yılında aynı özellikteki bir deney tekrarlandı. Bu kez John Gordon tarafından yine klonlama amaçlı kurbağalar üzerinde çalışılan deneyde, yumurta gelişimini sürdürdü. Hatta yavrular iribaş olana kadar hayatta kaldı. Ancak iribaş formundan, kurbağa formuna geçemeden öldüler.
  • Klonlanma anlamında, geçmişteki hamlelere nazaran gerçekleştirilen en güçlü çalışma, 1984 yılında Steen Willadsen tarafından gerçekleştirildi. Willadsen, yaptığı biyolojik çalışmalarla bir koyunun embriyosunun benzer tekniklerle çoğaltıldığını kamuoyuna duyurdu. Daha sonra bu çalışmayı inek, tavşan, keçi, domuz ve maymun üzerinde tekrarladı. Bu çalışmanın uygulandığı her hayvan türü, fetüs evresine gelene dek başarılı bir biçimde sürdürüyordu.
  • 1990’lar klonlama tarihinin altın çağıydı. Ardı ardına yapılacak olan çalışmalar ilk olarak 1994 yılı itibariyle, Neal First tarafından yapıldı. First, yaptığı deneyde, 120 hücreye sahip bir buzağının genetik kodunu kopyalayıp, bir yumurta hücresi içerisine aktardı.
  • 1996-1997 yıllarında Dr. Wilmut tarafından benzer bir deney bu kez de koyunlar üzerinde yapıldı. Yapılan deneyde üretilen 277 klon hücreden sadece biri hayatta kalabildi. Bu hücre Dolly’ydi.
  • 1998 yılı itibariyle Tıp doktoru Richard Seed, aynı deneyi, insanlar üzerinden deneme kararı aldı. Ancak bazı otoritelerce yapılan bu çalışma engellendi ve çalışma sonuca ulaşamadı.
  • 1999 yılı geldiğinde ise Avrupa’nın 19 ülkesinde genetik koyun kopyalanması ve çoğaltılması işlemini yasaklayan bir anlaşmayı Paris’te imzaladı.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu