Tarih

Rodos Heykeli Nerede? Hangi Ülkede?

Rodos Heykeli, Antik Çağ’da inşa edilen ve Rodos Adasında bulunan, Yunan Güneş Tanrısı Helios’a ait bir heykeldir. M.Ö. 305 yılında Büyük İskender’in ardılları olan Makedonyalı Antigonitler Rodos’a saldırmış, bu adayı 1 yıl boyunca kuşatma altında tutmuşlardır. M.Ö. 304 yılında sağlanan barışın ardından, Rodoslular, Tanrıya şükürlerini sunmak için heykel yaptırmak istemişlerdir. Bunun üzerine Heykeltıraş Lindoslu Haris, Güneş Tanrısı Helios’u simgeleyen Rodos Heykelini yapmıştır.

Rodos heykeli nerede? Sorusuna cevabı Rodos adasıdır. İnşa süreci yaklaşık 12 yıl süren heykel, M.Ö. 282 yılında tamamlanmıştır. Rodos Heykeli hangi ülkede? Sorusunun cevabı ise günümüzdeki Yunanistan ülkesidir. Dünya’nın 7 Harikası arasında yer alan heykel, 34 metre yüksekliğindedir. Heykel, aynı zamanda Antik Dünya’da inşa edilmiş en yüksek heykellerden biri olma özelliğini taşımaktadır. Heykel, limanı korumak ve ziyaretçileri etkilemek amacıyla yapılmıştır. Aynı zamanda Rodos Adasının gücünü ve zenginliğini simgelemekteydi.

Rodos Heykeli, M.S. 226 yılında, adanın büyük bir bölümünü etkileyen, bir deprem sonucunda hasar görmüş ve daha sonra yıkılmıştır. Mısır’daki Ptolemaios hanedanının üçüncü firavunu III.Ptolemaios, restorasyon masraflarını karşılamayı teklif etse de bu teklif Rodoslular tarafından reddedildi. Rodosluların bu teklifi reddetme sebebinin, heykelden rahatsız olan Tanrı Helios’un deprem yarattığını düşünmeleridir.

Rodos Heykeli Özellikleri

Rodos Heykeli hangi ülkededir? Sorusunu öğrenip, heykelin tarihçesi hakkında bilgi sahibi olduk. Rodos Heykeli özellikleri incelendiğinde, 34 metre yüksekliğinde ve 15 metre yüksekliğindeki bir tabanın üzerinde durduğu ifade ediliyor.

Güneş Tanrısı Helios’u temsil eden Rodos Heykeli, Seleukos İmparatoru I.Dimitrious’un savaş makinelerinden toplanan bronz kullanılarak oyulmuştu. Heykel, Helious’un ayakta durmuş hâlini tasvir etmekteydi. Heykelin bir elinde gökyüzüne doğrultulmuş bir meşale, diğer kolu ise mızrağa yaslanmış pozisyondadır. Güneş ışığı, bölgede kazanılan zaferi temsil etmekteydi.

Heykeltıraş Haris, heykelin ayakta durmasına ve desteklenmesi yardımcı olan demir kirişler ve çerçeveler kullandı. Bu malzemeler, onun, sağlamlık endişesini oradan kaldırmıştı. Fakat Haris’in heykel konusundaki tek endişeleri bunlar değildi.  Görünür bir yerde olması ve gösterişli olması da diğer endişeleriydi. Bu yüzden devasa boyutlarda ve Demetrius’un kullandığı savaş makinelerinden toplanan bronzlarla heykeli inşa ederek, gösterişli olması endişesini de ortadan kaldırmaya karar verdi. Son olarak onu Ortaçağ Kalesinin olduğu yerde, körfeze doğru bakan tepeye inşa ederek görünür bir yerde olmasını da sağlamış oldu. Heykelim yapımı sırasında kuşatma kuleleri iskele görevi yaptılar.

Rodos Heykeli tamamlandığında, yaklaşık 34 metre yüksekliğindeydi. Bu yükseklik, onu antik Dünyanın en büyük heykellerinden biri yapmıştı. Plinius, heykelin başparmak büyüklüğünü şöyle ifa ediyordu:  “çok az insan kollarını başparmağın etrafında birleştirebilir”

İnsanlar, bu büyüklükteki bir heykelin sonsuza kadar ayakta kalacağını düşündüler fakat yaşanılan depremler, ardından savaşlar ve istilalar heykelin sonunu getirdi. Parçalara ayrılan heykel, sonraki kültürler tarafından ele geçirilirken, parçalar da bir yandan satıldı ve eritilip kullanıldı.

Günümüzde Rodos Heykeli

Heykel, 654 yılında Arapların Rodos’u işgal etmesine kadar el değmeden kaldı. Kalıntılar, madeni para, alet, eşya ve silah yapımı eritilerek kullanıldı. Bu noktada bir söylenti var. Suriyeli bir eskicinin heykelin parçalarını, 1000 deve yükü halinde götürdüğü iddia ediliyor. Bu söylentilerin bir diğeri de, Arap tüccarların kırık bronz parçalarını alıp sattıkları yönündedir. Kısacası söylentilerin hangisi gerçek olursa olsun, parçaların eritilip kullanıldığı veya satıldığı yönündeki bilgilerden biri gerçeği yansıtıyor. Çünkü zamanla bu heykelden hiçbir parça kalmamıştır.

Heykel ile ilgili söylentiler yayıla dursun, birçok kişi o zamanın teknolojisinde böyle bir yapı inşa etmenin imkânsız olduğuna inanıyor. Bu kuşkular giderek artarken, son yıllarda Rodos Limanı çevresinde ortaya çıkan kanıtlar, heykelin Ortaçağ Kalesinin olduğu yerde, körfeze doğru bakan tepede olduğunu göstermiştir.

Uzmanlar yaptıkları tespitlerde, o dönemden kalan ve limanın girişinde yer alan kalenin inşa edilmesinde kullanılan oymalı taşlar buldular. Bu taşların, heykelin kaidesi için kullanılan taşlar olduğu düşünülüyor.

Bugün Rodos Heykeli’nin kalıntılarına veya orijinal parçalarına rastlamak mümkün değildir. Ancak heykelin önemli bir simge olduğu ve Antik Dünya’da büyük bir etki yarattığı bilinmektedir. Ayrıca Rodos Adası, tarihi ve turistik açıdan zengin bir destinasyon olarak popülerliğini sürdürmektedir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu