Romanın Shakespeare’i Honore de Balzac
Honoré de Balzac, kimdir? Orijinal adı Honoré Balssa olan 20 Mayıs 1979 tarihinde Fransa’nın Tours şehrinde doğmuş, ünlü bir yazardır.
Balzac’ın babası, XVI. Louis, Napolyon döneminde 43 yıl devlet hizmetinde çalışmış, güneyli bir köylü soyundan geliyordu, annesi Parisli zengin kumaş tüccarlarından oluşan bir aileden geliyordu.
Onun tutkusu; sınıf ayrımları ve mesleklerini tam olarak hayal ederek, nüfus siciliyle rekabet etmekti. Bunu başardı, hatta insan ruhunun insanlar ve olaylar üzerinde gücü olduğunu gösterme çabalarında daha da ileri gitti. Bütün bu özellikleriyle, romanın Shakespeare’i olarak kabul edilir.
Honoré de Balzac Hayatı
Balzac, 8- 14 yaşları arasında, Vendôme’daki Collège des Oratoriens’e okula gitti. Napolyon’un çöküşü sırasında; Balzac iki yıl daha okula gidip, ardından üç yıl avukat kâtibi olarak okuyacağı Paris’ten Tours’a taşındı.
Bu süre zarfında zaten Balzac, edebi bir kariyer hedefliyordu. Bu doğrultuda 1819 yılında Cromwell’in adlı eserini yazıp, birkaç tanede trajik oyunlar düzenlediyse de, tamamen başarısız oldu. Daha sonra karma takma adlar kullanarak; gotik, mizahi, tarihi romanlar gibi eserler yazmadan önce mistik ve felsefi spekülasyonlarla dolu romanlar yazmaya başladı.
Eserlerindeki başarısızlıkları nedeniyle; yayıncı ve matbaacı olarak farklı işlere yöneldi fakat bu işler felaket ile sonuçlandı, 1828 yılında iflastan son anda kurtulduysa da 60.000’den fazla frank borcu oldu.
Honoré de Balzac’ın Kariyeri
Honoré de Balzac; 1828 yılındaki yayıncı ve matbaacılık işlerindeki başarısızlıklarından sonra, 1829 yılındaki iki başarılı eseriyle, çıraklık dönemini sona erdirip, ustalık dönemine geçiş yaptı. Bu eserler; ilk romanı olan Breton köylülerini anlatan tarihi bir roman; Les Chouans, diğeri mizahi ve satirik bir yapıda olan La Physiologie du mariage (Evlilik Fizyolojisi ) adlı denemesidir.
1828 ile 1834 yılları arasında dönem Balzac için oldukça çalkantılı geçti. Bu yılları; kaz tüyü kalemi ve bolca fincan kahvesiyle günde 14 ila 16 saat yazı yazarak geçirdi. Honoré de Balzac’a 1832 yılında Ukraynalı yaşlı bir toprak sahibi ile evli olan Polonyalı bir kontes olan Eveline Hanska, ona hayranlık duyduğunu ifade eden bir mektup yazdı, ikili 1833 yılında İsviçre’de tanışıp, ardından Cenevre’de sevgili olup, 1835’de de birlikte Viyana’ya gittiler. Hasnka, kocası öldüğünde Balzac ile evlenmeyi kabul etti ve böylece Balzac yazışmalarla onunla flörtleşmeye devam etti.
Borçlarını temizlemek için kendini Madam Hanska ile evlenecek bir konuma koymak artık Balzac’ın en büyük teşviki haline geldi, bu dönem Balzac; yaratıcı gücünün zirvesindeydi, 1832 – 1835 yılları arasında birçok önemli eserler verdi. Balzac, bu dönemde verdiği tüm bu çeşitli eserlerle, çağdaş Fransız toplumunun en büyük gözlemcisi ve tarihçisi olduğunu ortaya koydu. Romanlarda yer alan ilginç ve geniş karakter kadrosuyla, hayatın neredeyse tüm alanlarına olan saplantılı ilgili ve incelemeleriz eşsiz bir şekilde kaleme almıştır.
Balzac; acımasız, zeki ve her şeyden önce, ne pahasına olursa olsun sosyal ve ekonomik ölçeğe tırmanmakta başarılı olan kişilere hayran kaldı. Özellikle toplumla çatışan birey temasından etkilenmişti.
Honoré de Balzac Eserleri
Balzac’ın kariyerinin zirvesi diyebileceğimiz, dönemdeki eserlerinde; taşra ve büyükşehir tavırları – gelenekleri arasındaki zıtlık, bankacılık, yayıncılık ve endüstriyel girişimin ticari alanları, sanat, edebiyat ve yüksek kültür dünyaları, siyaset ve partizan entrikası, tüm yönleriyle romantik aşk, aristokrasi ile yüksek burjuvazi arasındaki karmaşık toplumsal ilişkiler ve skandalları inceleyen birçok konuda eserler vermiştir.
Honoré de Balzac’ın eserlerinden başlıcaları şunlardır:
- Köylü İsyanı, 1828
- Tılsımlı Deri, 1830
- Mahvolan Şaheser, 1831
- Kolonel Şabert, 1832
- Köy Hekimi, 1832
- Mutlak Peşinde, 1834
- Goriot Baba, 1835
- Vadideki Zambak, 18350
- Nucingen Bankası, 1838
- Sönmüş Hayaller ( I, 1837; II, 1839; III, 1843 )
- La Rabouilleuse (1842)
- Modeste Mignon, 1844
- Bette Abla, 1846
Honoré de Balzac Ölümü
Balzac, romanlarında etkileyici bir şekilde işlediği gerçekçilik kavramının yaratıcısı olarak kabul edilir. Balzac‘ın olağanüstü gözlem gücü ve fotografik hafızası vardı, aynı zamanda; diğer insanların tutumlarını, duygularını, motivasyonlarını anlama ve açıklama konusunda sempatik, sezgisel bir kapasitesi vardı.
Balzac’ın ölümünün birçok kaynakta çok fazla kahveden boğularak gerçekleştiği yazılır. Honoré de Balzac’ın ölümü için ifade edilen boğularak aslında, fazla kahve içtiğini ifade etmek içindir. Honoré de Balzac; günde neredeyse 50 bardağa yakın kahve içtiği, yüksek dozda almış olduğu kafeinin kendisini hasta etmesi sebebiyle 1850 yılında ölmüştür.